Takıntı, Bazı Şeylerin Şiddeti, Dinlemek
Takıntı hâline getirdiğim parçalar var. Edebi niteliği olan metinleri parçalayıp küçük lokmalarla yiyerek büyük bir hazza uzanıyorum. Takıldığım noktalar öykü/şiir/şarkı arasında değişken. Büsbütün kendime has bir yaşam deneyimiyle bana dokunan yerlerinden tutuyorum onları. Duygusu ve anısı bir arada. Ve her zaman yiyebileceğim kadar koparıyorum. Çiçeği dalından, fotoğrafı zamandan kopardığım gibi. * Çok dua etmem ama içten bağlıyım Tanrıma. Ruhumun inceliklerine inanıyorum. Onun kıvrımlarını biliyorum. Hakikatin küçük ve çeşitli olduğunu düşünüyorum. Yaratıcıyla buluşup konuşmanın bin bir yolu var. Yıldızlı gök, aşk, deniz ya da ölüm. Sarhoş olurcasına çağır çağırabildiğin kadar, bağır, henüz sesin çıkıyorken. * Herkesin dönem dönem ihtiyaçları değişebilir. Bense diliyorum ki biri beni dinlesin. Öyle bir dinlemek olsun ki dinleyenin gözlerinde onun kalbini göreyim. Öyle bir dinlesin ki dilim damağıma yapışsın. Konuşa konuşa bayılmak gibi bir şey.